Haber

26.07.2021 12:45:28

“TÜRKIYE GEÇILMEZ” PANELINDE 15 TEMMUZ DESTANI KONUSULDU

Bursa Uludag Üniversitesi (BUÜ) Ilahiyat Fakültesi Dekanligi tarafindan 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü münasebetiyle “Türkiye Geçilmez” paneli düzenlendi. Programda FETÖ terör örgütü tarafindan gerçeklestirilmek istenen ancak Türk milletinin sokaga çikarak bizzat bastirdigi 15 Temmuz darbe girisiminin tüm yönleri ele alindi.

BUÜ Ilahiyat Fakültesi Cezeri Salonu’nda gerçeklestirilen programa Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kilavuz, Rektör Yardimcilari Prof. Dr. Ferudun Yilmaz, Prof. Dr. Adem Dogangün, Prof. Dr. Irfan Kiristioglu, Ilahiyat Fakültesi Dekani Prof. Dr. Bilal Kemikli, akademisyenler, sivil toplum kuruluslarinin temsilcileri ve ögrenciler katildi.

Programin açilis kisminda katilimcilara seslenen BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kilavuz, egitim-ögretim ve memuriyet hayati içerisinde çok sayida darbe tesebbüsü yasadiginin altini çizdi. Ilk kez ilkokulda okurken 27 Mayis darbesi ile karsilastigini, 12 Mart Muhtirasi oldugunda lise son sinifta oldugunu, 1980 darbesinde ise yedek subay olarak askerde bulundugunu ve 12 Eylül kosullarini damarlarina kadar hissettigini vurgulayan Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kilavuz; “12 Eylül’den sonra tamamen farkli bir mecrarada 28 Subat postmodern darbe girisimine sahit oldum. O yillarda da Ilahiyat Fakültesi’nde dekan yardimcisi olarak görev yapiyorduk. Çok ciddi sikintilar yasadik. Fakat öncekilerle kabil-i kiyas olmayacak darbe girisimini 15 Temmuz 2016 tarihinde gözlemlemek, yasamak ve hala daha travmasini hissetmek durumunda kaldik” seklinde konustu.

REKTÖR KILAVUZ: “O GECEYE KADAR TANSIYON NEDIR BILMIYORDUM”

Insanoglunun herhangi bir baski altinda olmadigi bilinciyle, olaylari özgürce anlayabilen bir varlik olarak yaratildigi düsüncesiyle ele alinmasi gerektigine inandigini kaydeden Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kilavuz; “Insanin bu özelliklerine aykiri, onun iradesini ipotek altina alan her türlü dini düsünceye karsi çikmak, insan olmak hadisesiyle uyusmaktadir. Insan dedigimiz varlik her türlü tercihinde özgürce hareket edebilmelidir. Ancak darbeler dönemi maalesef insanlari belli seyler yapmaya mecbur kilan dönemler olmustur. Bunun en bariz örnegini de din kisvesi altinda yapilanan FETÖ terör örgütünün 2016’daki 15 Temmuz kalkismasinda görmüs olduk. O güne kadar hayatim boyunca tansiyon nedir bilmiyordum. Ancak o gece tansiyonumuzun zirvelerde dolastigini gördük. Türkiye’de ve dünyada emsali olmayacak bir kusatilma faaliyetini birebir yasadik. Bu yapilan girisim sadece dini kisve altindaki bir grubun Türkiye’yi ele geçirme faaliyeti degildi. Bana göre bu kalkisma, Ortadogu’da uygulanan böl ve yönet politikasinin bir parçasi olmaya aday gösterdikleri bir faaliyetti” dedi.

TÜRK MILLETININ IRFANI TAKDIRE DEGER

Konusmasinda Türk milletinin asaletine vurgu yapan Prof. Dr. Ahmet Saim Kilavuz; “Ben, her zaman bu milletin damarlarinda mevcut olan o irfani takdirle karsiladim. Yani tam da artik tikandik, bu ise bir çözüm üretemeyiz dedigimiz anda milletimizin buldugu çözümler her zaman bizlerde bir hayranlik uyandirmistir. Böyle bir hadise yasandi, 251 sehit verdi bu ülke ve sehitlerimizin elinde sadece bayragimiz vardi. Halka topla, tüfekle, savas uçagiyla saldiranlara karsi, milletimiz sadece elinde Türk bayragi ile karsi koydu. Dünyadaki mazlum milletler, lideri dünyanin 5’ten büyüktür dedigi, Türkiye’yi ve liderini yegane siginak kabul ettigi ve dualarinda bizlere de yer verdigi için böylesine önemli bir zafer kazanildigini düsünüyorum. Bu olaylardan da çok ciddi dersler aldik. Ancak hafizamizi sürekli canli tutmamiz gerekiyor. Yasanilanlari unutmamak ve unutturmamak gerekiyor” açiklamasinda bulundu.

DEKAN KEMIKLI: ASKERI OLDUGU KADAR DINI DÜSÜNCEYE DE ZARAR VEREN BIR KALKISMA

Programin açilis töreninde konusan Ilahiyat Fakültesi Dekani Prof. Dr. Bilal Kemikli ise 17-25 Aralik sürecinde bir grup ilahiyat hocasi olarak, muhtemel tehlikeyi gördüklerini ve mesru hükümete karsi yapilacak her türlü baskiya karsi olduklarini belirten bir bildiri yayinladiklarini açikladi. Bu bildiri ile adalet ve hakkaniyet kavramlari çerçevesinde milletin demokrasi tercihine atifta bulunduklarina vurgu yapan Dekan Prof. Dr. Bilal Kemikli; “Bildiriden hemen sonra gerek sosyal medya, gerekse de bir kisim yazili medyada 17-25 Aralik sürecini hazirlayanlar ve 15 Temmuz’da milletimize ve ülkemize tuzak kuranlar tarafindan adeta linç edilmistik. Nihayetinde 15 Temmuz’da Gazi Meclisimizi bombalayanlar, Mehmetçigi milletine ve devletine karsi kiskirtarak devlet kurumlarini, karakollari ve hava alanlarini isgal edenlerden baska türlü bir davranis da beklenemezdi. Bu topraklarda Selçuklu’dan itibaren çok sayida darbe tesebbüsü ve isyanlar olmustur. Ancak 15 Temmuz tüm o darbe girisimlerinin ötesinde çok farkli bir mahiyete sahiptir. Dini düsünce ve duyguyu istismar eden bir grubun taseronlugunu yaptigi bir darbe girisimidir. Dine, dindara ve din adamina olan güveni zaafa ugratan bir girisimdir. Askeri tarafi oldugu kadar, düsünce ve zihin tarafiyla da yaralar açan hain bir kalkismadir” diye konustu.

ILIM VE SANAT CAMIASINA BÜYÜK GÖREVLER DÜSÜYOR

15 Temmuz kalkismasinin bir fitne hareketi olarak da degerlendirilebilecegini söyleyen Prof. Dr. Bilal Kemikli; “Güveni, umudu, birlik ve bilinci yok eden bir fitne hareketidir. Bu süreçte ortaya çikan yaralari tedavi etmek için; akademik dünya, sanat ve edebiyat camiasi hakikaten çok önemli vazifeler yüklenmek zorundadir. Ilim ve sanat camiasi özellikle bu alanda daha fazla gayret yüklenmelidir. Zira 15 Temmuz’da yere düsen sadece sehitlerimizin kani degildir. Yere düsen insanliktir. Insanligi ayaga kaldirmak ilim ve sanat adamlarinin isidir” dedi.

Açilis konusmalarinin ardindan ‘Insani Konusmak’ basligi ile gerçeklestirilen panele geçildi. Panelde Prof. Dr. Kasim Küçükalp, Prof. Dr. Cagfer Karadas, Doç. Dr. Ahmet Dag ve Doç. Dr. Zikri Yavuz konusmaci olarak yer aldi. 15 Temmuz kanli darbe girisiminin tüm detaylari hakkinda görüslerin aktarilmasinin ardindan programin son kisminda konusmacilara tesekkür belgesi takdim edildi.

Bursa Uludag Üniversitesi (BUÜ) Ilahiyat Fakültesi Dekanligi tarafindan 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü münasebetiyle “Türkiye Geçilmez” paneli düzenlendi. Programda FETÖ terör örgütü tarafindan gerçeklestirilmek istenen ancak Türk milletinin sokaga çikarak bizzat bastirdigi 15 Temmuz darbe girisiminin tüm yönleri ele alindi.

BUÜ Ilahiyat Fakültesi Cezeri Salonu’nda gerçeklestirilen programa Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kilavuz, Rektör Yardimcilari Prof. Dr. Ferudun Yilmaz, Prof. Dr. Adem Dogangün, Prof. Dr. Irfan Kiristioglu, Ilahiyat Fakültesi Dekani Prof. Dr. Bilal Kemikli, akademisyenler, sivil toplum kuruluslarinin temsilcileri ve ögrenciler katildi.

Programin açilis kisminda katilimcilara seslenen BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kilavuz, egitim-ögretim ve memuriyet hayati içerisinde çok sayida darbe tesebbüsü yasadiginin altini çizdi. Ilk kez ilkokulda okurken 27 Mayis darbesi ile karsilastigini, 12 Mart Muhtirasi oldugunda lise son sinifta oldugunu, 1980 darbesinde ise yedek subay olarak askerde bulundugunu ve 12 Eylül kosullarini damarlarina kadar hissettigini vurgulayan Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kilavuz; “12 Eylül’den sonra tamamen farkli bir mecrarada 28 Subat postmodern darbe girisimine sahit oldum. O yillarda da Ilahiyat Fakültesi’nde dekan yardimcisi olarak görev yapiyorduk. Çok ciddi sikintilar yasadik. Fakat öncekilerle kabil-i kiyas olmayacak darbe girisimini 15 Temmuz 2016 tarihinde gözlemlemek, yasamak ve hala daha travmasini hissetmek durumunda kaldik” seklinde konustu.

REKTÖR KILAVUZ: “O GECEYE KADAR TANSIYON NEDIR BILMIYORDUM”

Insanoglunun herhangi bir baski altinda olmadigi bilinciyle, olaylari özgürce anlayabilen bir varlik olarak yaratildigi düsüncesiyle ele alinmasi gerektigine inandigini kaydeden Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kilavuz; “Insanin bu özelliklerine aykiri, onun iradesini ipotek altina alan her türlü dini düsünceye karsi çikmak, insan olmak hadisesiyle uyusmaktadir. Insan dedigimiz varlik her türlü tercihinde özgürce hareket edebilmelidir. Ancak darbeler dönemi maalesef insanlari belli seyler yapmaya mecbur kilan dönemler olmustur. Bunun en bariz örnegini de din kisvesi altinda yapilanan FETÖ terör örgütünün 2016’daki 15 Temmuz kalkismasinda görmüs olduk. O güne kadar hayatim boyunca tansiyon nedir bilmiyordum. Ancak o gece tansiyonumuzun zirvelerde dolastigini gördük. Türkiye’de ve dünyada emsali olmayacak bir kusatilma faaliyetini birebir yasadik. Bu yapilan girisim sadece dini kisve altindaki bir grubun Türkiye’yi ele geçirme faaliyeti degildi. Bana göre bu kalkisma, Ortadogu’da uygulanan böl ve yönet politikasinin bir parçasi olmaya aday gösterdikleri bir faaliyetti” dedi.

TÜRK MILLETININ IRFANI TAKDIRE DEGER

Konusmasinda Türk milletinin asaletine vurgu yapan Prof. Dr. Ahmet Saim Kilavuz; “Ben, her zaman bu milletin damarlarinda mevcut olan o irfani takdirle karsiladim. Yani tam da artik tikandik, bu ise bir çözüm üretemeyiz dedigimiz anda milletimizin buldugu çözümler her zaman bizlerde bir hayranlik uyandirmistir. Böyle bir hadise yasandi, 251 sehit verdi bu ülke ve sehitlerimizin elinde sadece bayragimiz vardi. Halka topla, tüfekle, savas uçagiyla saldiranlara karsi, milletimiz sadece elinde Türk bayragi ile karsi koydu. Dünyadaki mazlum milletler, lideri dünyanin 5’ten büyüktür dedigi, Türkiye’yi ve liderini yegane siginak kabul ettigi ve dualarinda bizlere de yer verdigi için böylesine önemli bir zafer kazanildigini düsünüyorum. Bu olaylardan da çok ciddi dersler aldik. Ancak hafizamizi sürekli canli tutmamiz gerekiyor. Yasanilanlari unutmamak ve unutturmamak gerekiyor” açiklamasinda bulundu.

DEKAN KEMIKLI: ASKERI OLDUGU KADAR DINI DÜSÜNCEYE DE ZARAR VEREN BIR KALKISMA

Programin açilis töreninde konusan Ilahiyat Fakültesi Dekani Prof. Dr. Bilal Kemikli ise 17-25 Aralik sürecinde bir grup ilahiyat hocasi olarak, muhtemel tehlikeyi gördüklerini ve mesru hükümete karsi yapilacak her türlü baskiya karsi olduklarini belirten bir bildiri yayinladiklarini açikladi. Bu bildiri ile adalet ve hakkaniyet kavramlari çerçevesinde milletin demokrasi tercihine atifta bulunduklarina vurgu yapan Dekan Prof. Dr. Bilal Kemikli; “Bildiriden hemen sonra gerek sosyal medya, gerekse de bir kisim yazili medyada 17-25 Aralik sürecini hazirlayanlar ve 15 Temmuz’da milletimize ve ülkemize tuzak kuranlar tarafindan adeta linç edilmistik. Nihayetinde 15 Temmuz’da Gazi Meclisimizi bombalayanlar, Mehmetçigi milletine ve devletine karsi kiskirtarak devlet kurumlarini, karakollari ve hava alanlarini isgal edenlerden baska türlü bir davranis da beklenemezdi. Bu topraklarda Selçuklu’dan itibaren çok sayida darbe tesebbüsü ve isyanlar olmustur. Ancak 15 Temmuz tüm o darbe girisimlerinin ötesinde çok farkli bir mahiyete sahiptir. Dini düsünce ve duyguyu istismar eden bir grubun taseronlugunu yaptigi bir darbe girisimidir. Dine, dindara ve din adamina olan güveni zaafa ugratan bir girisimdir. Askeri tarafi oldugu kadar, düsünce ve zihin tarafiyla da yaralar açan hain bir kalkismadir” diye konustu.

ILIM VE SANAT CAMIASINA BÜYÜK GÖREVLER DÜSÜYOR

15 Temmuz kalkismasinin bir fitne hareketi olarak da degerlendirilebilecegini söyleyen Prof. Dr. Bilal Kemikli; “Güveni, umudu, birlik ve bilinci yok eden bir fitne hareketidir. Bu süreçte ortaya çikan yaralari tedavi etmek için; akademik dünya, sanat ve edebiyat camiasi hakikaten çok önemli vazifeler yüklenmek zorundadir. Ilim ve sanat camiasi özellikle bu alanda daha fazla gayret yüklenmelidir. Zira 15 Temmuz’da yere düsen sadece sehitlerimizin kani degildir. Yere düsen insanliktir. Insanligi ayaga kaldirmak ilim ve sanat adamlarinin isidir” dedi.

Açilis konusmalarinin ardindan ‘Insani Konusmak’ basligi ile gerçeklestirilen panele geçildi. Panelde Prof. Dr. Kasim Küçükalp, Prof. Dr. Cagfer Karadas, Doç. Dr. Ahmet Dag ve Doç. Dr. Zikri Yavuz konusmaci olarak yer aldi. 15 Temmuz kanli darbe girisiminin tüm detaylari hakkinda görüslerin aktarilmasinin ardindan programin son kisminda konusmacilara tesekkür belgesi takdim edildi.



Bilgi

Okunma Sayısı: 1435
Eklenme Tarihi: 26.07.2021 12:45:28
Güncelleme Tarihi: 26.07.2021 12:45:28

Paylaş