"Bağışlayın! Bedeniniz Tıp Eğitiminde Yaşasın…"

 

“İnsan vücudunu sadece modeller, fotoğraflar üzerinden görmüş bir hekime muayene olmak, böyle bir cerrah tarafından ameliyat edilmek ister misiniz? Kimse istemez elbette. İşte bu yüzden kadavra bağışı çok önemlidir”

 

Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı, geleceğin hekimlerinin insan bedeni üzerinde çalışma yapmadan mezun olmasını önlemek için kadavra bağışının önemine dikkat çekti.

UÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selim Gürel, Anatomi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İhsaniye Coşkun ve Anatomi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve aynı zamanda Türk Anatomi ve Klinik Anatomi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Şendemir, 'Ulusal Anatomi Haftası'' dolayısıyla düzenledikleri toplantıda, “beden bağışı”nın önemini anlattı.

Anatomi Uygulama Salonunda düzenlenen toplantıda konuşan Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İhsaniye Coşkun, kadavranın tıp eğitiminde hayati önem taşıdığını, bu nedenle 24 Ekim–31 Ekim tarihleri arasındaki “Anatomi Haftası” kapsamında insan bedenini kadavra olarak bağışlama konusunda toplumsal duyarlılığı artırmaya çalıştıklarını söyledi.

UÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selim Gürel, kadavranın tıp eğitiminin olmazsa olmazlarından olduğunu vurgulayarak, beden bağışı konusundaki farkındalığı mutlaka artırmak gerektiğine işaret etti. Türkiye’nin, yaşarken organ bağışı konusunda belli bir seviyeye geldiğini ancak öldükten sonra bedeni bağışlamak konusunda yetersiz durumda olduğunu belirten Prof. Dr. Gürel, “Eğitime yapılan hizmet kutsaldır. Bu eğitimler içinde de tıp eğitimi gerçekten zor ve özveri isteyen bir eğitimdir. Hekimlerimiz anatomi dersinde insan vücudunu ne kadar iyi tanırsa öğrenirse, mesleğinde o kadar başarılı olacaktır. Yaşarken yapılan bağışlar imkanlarla kısıtlı ama öldükten sonra yapılan beden bağışı  çok önemli. İnsanlarımızı bu konuda bilinçlendirmek önemli. Türk milletinin bu konuda da gereken hassasiyeti göstereceğinden eminim” dedi.

Anatomi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türk Anatomi ve Klinik Anatomi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Şendemir de, Tıp eğitiminin en temel derslerinden biri olan anatominin kullandığı en önemli öğreticinin insan vücudu olduğunu  ve bu derslerde ölü insan vücudunun (kadavra) tüm ayrıntıları ile geleceğin doktorlarına tanıtılması ve öğretilmesi gerektiğini söyledi.

KADAVRANIN YARARLARI

Tıp eğitiminde kadavranın yerini hiçbir şeyin tutmadığını vurgulayan Prof. Dr. Erdoğan Şendemir şöyle konuştu:

 “Sadece tıp öğrencisinin değil, uzmanların eğitiminde de çok önemli kadavra. Tıp öğrencisinin organları ve dokuları orijinal yerinde, gerçeğine en yakın bir şekilde görmesi gerekir. Tıp öğrencisinin varyasyonları yani insandan insana olan değişkenlikleri, yapısal farklılıkları da görmesi gerekiyor. Kadavra üzerindeki eğitimin yerini hiçbir şey tutamaz. Türkiye’de halen 90’a yakın tıp fakültesi vardır ve her yıl 10 binden fazla tıp öğrencisi anatomi dersi görmektedir. İdeal olarak 8-10 öğrenciye bir kadavra düşmesi gerektiğini göz önüne alırsak tıp fakültelerimizde her yıl bin civarında kadavraya ihtiyaç vardır. Bu konudaki gerçekler ne yazık ki çok acıdır. Pek çok çok tıp fakültesinde 150-200 öğrenciye bir kadavra sunulabilmektedir. Bu durum lisans ve lisansüstü eğitim açısından bir felaketin ayak sesleridir. İnsan vücudunu sadece modeller, fotoğraflar üzerinden görmüş bir hekime muayene olmak, böyle bir cerrah tarafından ameliyat edilmek ister misiniz? Kimse istemez elbette. İşte bu yüzden kadavra bağışı çok önemlidir.” 

120 BİN TL’YE İTHAL EDİLİYOR

Ülkemizde kadavra ihtiyacı çok büyük oranda kimsesiz / sahipsiz ölülerin tıp fakültelerine verilmeleriyle karşılandığını ancak savcıların ve belediyelerin bu konuda sorumlulukları olduğu halde kendilerine haber vermediklerini söyleyen Prof. Dr.Şendemir “Bu sorumluluklar yerine getirilmediği için ülkemizde kadavra ihtiyacı had safhadadır. Ülkemizden kadavra bulunamadığı için ABD’den  ithal edilmektedir ve bir kadavra 120 bin TL’dir. Oysa ülkemizdeki imkanlar gereği gibi değerlendirilebilse ithalata gerek kalmayacaktır” diye konuştu.

HUKUKİ ÇÖZÜM ÖNERİSİ

Türkiye’deki kadavra sorununun aşılması için ailelerin bilinçlendirilmesinin yanı sıra bazı hukuki düzenlemeler de gerektiğini belirten Prof. Dr. Şendemir, kişinin vasiyetini esas alan bir sistemin getirilmesinin daha olumlu olabileceğini savundu. Şendemir, bazı kişilerin yaşarken bedenini bağışladığını ancak ölüm gerçekleştikten sonra, yakınlarının bu bağışı yapmaktan vazgeçtiklerini, bu yüzden kişinin bağışının esas alınmasının sağlanması gerektiğini sözlerine ekledi.

BAĞIŞ NASIL YAPILIYOR?

Öldükten sonra bedenini bilimin hizmetine sunmak isteyenler, üniversitelerin anatomi birimlerine başvurup, tanıklar huzurunda form dolduruyor. Bağışçı, bedeninin kullanılma süresini kendisi belirliyor. Kişi, Türkiye’nin neresinde vefat ederse etsin ilgili anatomi birimi tarafından teslim alınıyor ve bozulmaması için ilaçlanıyor. Bağışçının verdiği süre dolduktan sonra yine bağışçının isteğine göre kadavraya işlem yapılıyor ve dini vecibeleri yerine getirilerek toprağa veriliyor.

Sosyal-Paylaşım

Anasayfaya Dön Son Haberler Haber Arşiv

Haber Tarihi : [24-Eki-2016]

Haber Görüntüleme : 8.834 - 0