Haber

25.03.2016 14:11:26

Prof. Dr. Muammer Demirel, “Osmanli’dan Cumhuriyete Ermeni Meselesini” anlatti

 

Uludag Üniversitesi Egitim Fakültesi Dekani Prof. Dr. Muammer Demirel, sözde ermeni soykirimina iliskin çarpici açiklamalarda bulundu.  Ruslarin dogu Anadolu’da Ermenileri taseron olarak kullandigini söyleyen Demirel,  sözde soykirim iddialarinin gerçegi yansitmadigini, hiçbir arsiv ve belgede de bu iddialari dogrulayacak bir kayit bulunmadigini söyledi.

Bursa Büyüksehir Belediyesi Kültür A.S.  tarafindan Emir Buhari Kültür Merkezi’nde düzenlenen  ‘’Yakin Tarih’’ okumalari etkinligine konuk olan Uludag Üniversitesi Egitim Fakültesi Dekani Prof. Dr. Muammer Demirel, “Osmanli’dan Cumhuriyete Ermeni Meselesini” anlatti. Ermeni tehcirinin sebep ve sonuçlari konulu proje için 9 ay süreyle Ingiltere kütüphanelerinde arastirma yapan ve Ingiliz arsivinde Ermenilerle ilgili belgelerin 1896 yilindan 1920 yilina kadar olan önemli bir kismini derleyip kitap olarak yayinlayan Prof. Dr. Demirel, tehcir ile birlikte sözde soykirim iddialarina iliskin çarpici açiklamalarda bulundu.

Vahseti Rus taseronu ermeni çeteleri yapti

1.Dünya Savasi ile birlikte Ruslarin Ermeni çeteleri kiskirttigini ve Dogu Anadolu’da taseron olarak kullandigini dile getiren Prof. Dr. Demirel,  Ermeni kaynaklarinda yer alan bilgilere göre 150- 180 bin Ermeni’nin savas öncesinde Rus ordusunda gönüllü taburlari olusturdugunu ve ilk saldirdiklari cephenin de Sarikamis oldugunu ifade etti.  1. Dünya Savasi sonrasinda Ruslarin Dogu Anadolu’dan çekilirken tüm silahlarini Ermenilere biraktigina dikkat çeken Demirel, bölgede yasanan katliamlarin birinci derecede sorumlusunun Ruslar oldugunu ifade etti.  Ruslarin Ermenileri devlet sözü vererek agir katliamlarin gerçeklesmesinde taseron olarak kullandigini belirten Demirel sözlerine söyle devam etti:

“Osmanli Ordusu 12 Mart 1918’de Erzurum’a girdiginde sokaklarda topladigi ceset sayisi 9 bin 500’ün üzerindeydi. Sadece Erzurum’da 10-12 bin insanin katledildigini biliyoruz. Kentin nüfusunun o tarihte 30 bin civarinda oldugunu göz önüne alirsak yasanan vahsetin boyutlari gözler önüne seriliyor” dedi.  

Van’i Ruslara degil Tasnak’a kaybettik

Ermeni çetelerinin Van’da da büyük bir katliama yol açtigini kenti adeta yakip yikarak harabeye çevirdigini ifade eden Demirel, yüz binlerce Vanlinin Ermeniler tarafindan katledildiginin altini çizdi.  Prof. Dr. Demirel, “Tehcir kanunun çikmasinin nedeni Van olayidir. Van’i hedef seçen Ermeni çeteleri 15 Nisan’da kentte büyük bir ayaklanma baslatiyorlar ve 15 Mayis’ta Osmanli ordusu kentten çekilmek zorunda kaliyor. Van’i biz Ruslara kaybetmis degiliz, Tasnaklar’a kaybettik. Bunun üzerine Osmanli hükümeti son çare olarak tehcire basvurmustur” diye konustu. Ingiliz arsivlerindeki kayitlara göre, Ermeniler kendi halklarini kiskirtmak için Van sehrinin Ermeni asilli belediye baskani Bedros Kapamaciyan’in devlet ile isbirligi yaptigi iddiasiyla 1912 yilinda Tasnak terör örgütü tarafindan öldürüldügünü ifade eden Demirel, tehcir ile birlikte ortaya atilan Ermeni soykirimi iddialarinin da gerçegi yansitmadigini söyledi. Hiçbir arsiv ve belgede de bu iddialari dogrulayacak bir kayit bulunmadigini ifade eden Demirel, tehcir sirasinda Ermenilerin Osmanli askerleri tarafindan korundugunu kaydetti.

Köken itibariyle Trakya’dan göç ettiler

Ermenilerin kökenine iliskin ilginç ve çarpici saptamalarda bulunan Prof. Dr. Muammer Demirel,  Ruslarin Ermenilerin Urartular’dan geldigini iddia ettigini ve bu iddiaya gerekçe olarak Ermeni lisanini gösterdiklerini söyledi. Demirel,  arastirmalarin ardindan Ermenice’nin Urartu diliyle bir alakasinin olmadiginin daha çok Çerkez diline benzediginin ortaya çikmasiyla Ruslarin tezinin de çürüdügünü söyledi. Bati dünyasinda Ermenilerin köken itibariyle Trakya’dan, “Trak”  kavimlerinden geldiginin kabul gördügüne dikkat çeken Prof. Dr. Demirel, bu kavmin milattan önce 1200 yilinda yapilan büyük kavimler göçüyle batidan doguya,  Anadolu’ya geldigini belirtti. Yunan kavimlerinin de bu büyük kavimler göçü dalgasi ile Ermeniler ile birlikte Anadolu’ya yerlestigini söyleyen Demirel, Ermenilerin 294 yilinda piskopos olarak takdis edilen aziz Gregoryan tarafindan Hiristiyanligi kabul ettiklerini anlatti.  Mezhep itibariyle Ortodokslugu kabul eden Ermenilerin,  kilise itibariyle diger Ortodokslardan ayristigini belirten Demirel, Aziz Gregor’un ilk din merkezini Mus yakinlarindaki Ardisad’a kurdugunu daha sonra bu dini merkezin bugünkü Erivan yakinlarindaki Eçmiadzin’e tasindigini söyledi.  Bizans döneminde Ortodokslarin,  Ermenileri bati Ortodokslugunu kabul etmeleri için baski uyguladiklarini hatta din adamlarinin iskence gördügünü ifade eden Prof. Dr. Demirel, “Bu nedenle Türklerin Anadolu’ya geçisleri Ermenileri çok fazla rahatsiz etmemistir” diye konustu.

Batinin millet kavrami bizdeki tanima uymaz

Osmanli’nin Ermenilerin inanç ve ibadetlerine ve soysa kültürel haklarina çok fazla anlayis gösterdigini söyleyen Demirel,  16. yüzyilin sonlari 17. yüzyilin baslarinda Osmanli ekonomisindeki zayiflamanin ve daha fazla vergi alimina yönelik uygulamalarin Ermeniler üzerinde olumsuz etki biraktigini, böylece Ermeni toplumundaki ayrismanin basladigini anlatti. 1789 Fransiz ihtilali ile birlikte milliyetçilik akiminin Avrupa’da estirdigi rüzgârin Ermenileri de büyük ölçüde etkiledigine dikkat çeken Demirel, “Avrupalilarin millet kavrami bizdeki tanima uymaz. Bizim millet dedigimiz sey bir inanç bütünlügüdür. Arapçadan “milli”  kavramindan gelmektedir. Milli kavrami bir kavim degildir, bir kavmi ifade etmez” diye konustu.    

Ruslar Osmanli vatandasi Ermenilere Rus pasaportu dagitti

1830’da imzalanan Edirne anlasmasiyla birlikte Ruslarin isgal ettikleri Dogu Anadolu topraklarindan çekilirken büyük bir Ermeni vatandasi zorla ve tehditle bugünkü Erivan’a ve çevresine götürdüklerine vurgu yapan Prof. Dr. Demirel,  göçe zorlanan bu Ermenilerin daha sonra Osmanli Devletine karsi kullanildigini ifade etti.  Demirel sözlerini söyle sürdürdü: “1774 Küçük Kaynarca Antlasmasi ile Osmanli Devletinin herhangi bir yerinde konsolosluk açma hakki elde eden Ruslar,  konsolosluklarini Hiristiyan nüfusun yogun oldugu bölgelerde açtilar. Ermeniler ile yakindan ilgilenen Ruslarin bu tavri Ingilizleri de harekete geçirdi ve Ingilizler de ayni yöntemle konsolluk açarak Ermeniler ile kendilerinin de ilgilendigini göstermek istedi. Bu iki devletin,  Osmanli Ermenilerine iliskin yakin tavri bölgede yasayan Ermenileri simartirken, Ruslar bir adim daha ileri giderek konsolosluklari araciligiyla Ermenilere Rus pasaporttu dagitti. Bu gelismeler isinda Ermeniler Osmanli Devletine karsi cephe almaya basladi.”

Metotlari PKK’dan farkli degildi

Ermeni örgütlenmesinin 1886 yilinda Cenevre’de kurulan “Hinçak”  komitesiyle basladigini, 1890’da Ruslarinda tesviki ile Tiflis’te Tasnak’in kuruldugunu ifade eden Prof. Dr. Demirel,   19.  yüzyilda etnik ayrimci örgütlerin tamaminin Marksist temeller üzerine kuruldugunu söyledi. Bu örgütlerin kurulmasiyla Dogu Anadolu’ya yönelik Ermeniler tarafindan propaganda faaliyetlerin basladigini belirten Demirel, “19. yüzyilda Osmanli Devleti’nin sinirlari içinde Hinçak komitesi daha güçlü bir yapilanma içindeydi. 1890 ve 1895 olaylarini Hinçak çetesi çikarmistir. 1900’lü yillardan itibaren Tasnak terör örgütünün ön plana çiktigini görüyoruz.  Bu örgütlerin metotlarina baktigimizda PKK terör örgütünün metotlarindan hiç farki olmadigini görüyoruz”  seklinde konustu.  Ermeni çetelerin Osmanli topraklarindaki eylemlerine en basta Ermenilerinin karsi çiktigini ifade eden Demirel, Ermeni çetelerinin silahli eylemlerinde ilk katlettigi kisilerin de Ermeni toplumunun ileri gelenleri oldugunu söyledi.  



Bilgi

Okunma Sayısı: 2586
Eklenme Tarihi: 25.03.2016 14:11:26
Güncelleme Tarihi: -

Paylaş