Uludag Üniversitesi Tip Fakültesi Hastanesi Deri ve Zührevi Hastaliklar Anabilim Dali ögretim üyeleri, “1 Ekim Dünya Ürtiker Günü” dolayisiyla, kurdesen hastalarini bir araya getirerek, hastalikla ilgili son gelismeleri anlatti. Ciltte ortaya çikarak kasinti ve kizarikligi yol açan hastaligin son yillarda daha sik görüldügünü vurgulayan ögretim üyeleri, hastaligin, genetik yatkinligin yani sira soguk-sicakla ve suyla temas, agir esya tasima, dis çürükleri, aspirin, kolali içecekler ve gida katki maddelerinden de kaynaklanabilecegini vurguladi.

“1 Ekim Dünya Ürtiker Günü” nedeniyle kurdesen (ürtiker) hastalarina verilen seminerde konusan Deri ve Zührevi Hastaliklar Anabilim Dali Ögretim Üyesi Prof. Dr. Hayriye Saricaoglu,  hastaliginin sik görüldügünü ve akut formunun yaklasik yüzde 10-20, kronik formunun ise yüzde 1-3 oldugunu anlatti. Çogu olguda tetikleyici sebep bulunamasa da bazi hastalarin genetik yatkinliklarina ek olarak (sogukla temas, agir bir esya tasima, sicakla temas, vücut isisinin günese çikma, suyla temas gibi fiziksel nedenlerle ortaya çikabilecegini vurguladi.

Deri ve Zührevi Hastaliklar Anabilim Dali Ögretim Üyesi Prof. Dr. Kenan Aydogan da, üst solunum yolu enfeksiyonlari, ilaçlar, aspirin, dis çürükleri, hasere isiriklari, gida katki maddeleri, (kolali içecekler, meyve sulari) gibi çevresel faktörlerin kurdesene yol açabildigini hatirlatarak, diyet uygulamalarinin  tedavideki yerini anlatti ve gida  katki maddelerinin kullaniminin  artmasi ile  ürtiker  sikligi iliskisini vurguladi.

Anabilim Dali Baskani Prof. Dr. Emel Bülbül Baskan ise hastaligin tedavisinin sabir gerektirdigini ve siki hekim-hasta iliskisinin gerekliligini önemserken, tedavide temel hedefin saptanabilen tetikleyici  faktörün bulunup ortadan kaldirilmasi oldugunu anlatti.  Emel Bülbül Baskan, hastalarin tedavisinde bilinen ilaç tedavilerinin yani sira uygun hastalarda hastane  ortaminda  yeni biyolojik tedavilerin  güvenle kullanilabildigini ve  tedavide  basarisinin yüksek oldugunu vurguladi