Bursa Uludag Üniversitesi (B.U.Ü.) Ilahiyat Fakültesi ile Edebiyat Toplulugu, düzenledikleri panelde çaglari asan ozan Yunus Emre’yi ve onun Türkçe askini ele aldi.
T.C. Cumhurbaskanligi ve UNESCO, vefatinin 700. yili münasebetiyle 2021’in Yunus Emre Yili ilan edildigini açiklamisti. Bursa Uludag Üniversitesi Senatosu, önceki aylarda gerçeklestirdigi bir toplantida konuyla ilgili genis katilimli bir program organize edilmesini kararlastirdi. BUÜ Ilahiyat Fakültesi, bu kapsamda Edebiyat Toplulugu ile birlikte Bizim Yunus ve Türkçe Paneli hazirladi. Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde gerçeklestirilen programi Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kilavuz, Fen-Edebiyat Fakültesi Dekani Prof. Dr. Cafer Çiftçi, akademisyenler ve çok sayida ögrenci takip etti. Panelde BUÜ Ilahiyat Fakültesi Dekani Prof. Dr. Bilal Kemikli, Güzel Sanatlar Fakültesi Dekani Prof. Dr. Hatice Sahin, Prof. Dr. Mustafa Kara ve Prof. Dr. Enver Uysal konusmaci olarak yer aldi.
REKTÖR KILAVUZ: SOSYAL BILIMLER VE ILAHIYAT ALANINDA CIDDI BIR BIRIKIME SAHIBIZ
Programin açilis konusmasini gerçeklestiren BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kilavuz, 2021’in Yunus Emre Yili, Ahi Evran ve Haci Bektas-i Veli yillari olarak ilan edilmesinden çok daha önce Üniversite Senatosu’nda bu konular üzerine programlar yapilmasi konusunda karar aldiklarini hatirlatti. Üniversite-Sanayi isbirligi konusunda ön plana çikmalarina ragmen, sosyal bilimler ve ilahiyat noktasinda da ciddi bir birikime sahip olduklarini vurgulayan Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kilavuz; “Özellikle sosyal bilimler alanlarinda egitim veren fakültelerimiz ve diger birimlerimiz, sivil toplum örgütleriyle beklenilen düzeyde bir isbirligi ortami yakalamayi basardilar. Özellikle topluma hizmet uygulamalari açisindan iyi bir noktada oldugumuzu gururla söyleyebiliriz. Ilgili birimlerimiz, sahip olduklari bilgi birikimini bu güne kadar talep eden her kurum ile paylasmis, isbirliklerini gelistirmis ve bundan sonra da gelistirmeye devam edecektir” diye konustu. Gerçeklestirilen programin da bu minvalde ayri bir önem sahibi oldugunu kaydeden Rektör Kilavuz, tüm katilimcilara tesekkür etti.
TÜRK KÜLTÜRÜNÜN ANADOLU’YA YERLESMESINDE YUNUS EMRE’NIN BÜYÜK KATKISI VAR
Panelin moderatörlügünü üstlenen Ilahiyat Fakültesi Dekani Prof. Dr. Bilal Kemikli ise Yunus Emre’nin Türkçe’nin süt disi olarak tanimlandigini söyledi. Anadolu topraklarinin Türklestirilmesi ve Türk kültürünün bölgeye yerlesmesi noktasinda Yunus Emre’nin özel bir katkisi olduguna vurgu yapan Prof. Dr. Bilal Kemikli; “Merhum Nurettin Topçu, büyük mezarlarin üzerinde büyük vatanlar olur der. Büyük mezarlarda büyük ruhlar sirlidir. Anadolu, büyük ruhlarin ve büyük mezarlarin oldugu bir vatandir. Bu vatan bizim vatanimizdir. Dilimiz, vatanimizdir. Dilimiz, düsüncemizdir. Dilimiz, dünyamizdir. O zaman bu kimligi insa eden, bu kimligin var olmasini temin eden ve bu topraklari bize vatan kilan en önemli isimlerden birisini, yani Yunus Emre’yi konusacagiz” dedi.
ANADOLU’NUN EN SIKINTILI GÜNLERINDE ORTAYA ÇIKAN USTA
Güzel Sanatlar Fakültesi Dekani Prof. Dr. Hatice Sahin de milletlerin zor zamanlarinda aydinlatici ve toplum lideri görevini üstlenen edebiyat ustalari bulundugunun altini çizdi. Türk milleti için bu ustalarin çok eski dönemlerden itibaren var olduguna isaret eden Prof. Dr. Hatice Sahin; “Anadolu Türkleri için Yunus Emre; en sikintili dönemlerde aydinlatici, yol gösterici ve ögretici bir bilge olarak kendini göstermistir. Gönüller yapmis ve gönüller almis büyük ustayi vefatinin 700. yilinda daha iyi anlamak için gerçeklestirilen bu programda bir araya gelmis bulunuyoruz. Programin düzenlenmesine emegi geçen herkese tesekkür ediyorum” açiklamasinda bulundu. Prof. Dr. Sahin, etkinlikte “Yunus Emre ve Anadolu Türkçesi” baslikli bir sunum gerçeklestirdi.
700 YILDIR DOGUDA VE BATIDA SÖYLEDIKLERI KARSILIK BULMAYA DEVAM EDIYOR
Prof. Dr. Enver Uysal ise konusmasini Risaletü’n Nushiyye’de Ahlaki Unsurlar konusu üzerine gerçeklestirdi. Yunus Emre’nin 700 yildir bu milletin eserlerinden faydalandigini vurgulayan Prof. Dr. Uysal; “Bir insanin büyüklügü, bir bakima baskasinin adina da düsünmesiyle dogru orantilidir diyebiliriz. Yunus, söyledikleriyle adeta bizim için de düsünmüs. Söyledikleri, 700 yil sonra hem doguda hem de batida hala karsilik bulmaya devam ediyor. Büyük usta, Türk insaninin gönlünde her dem adeta yeniden dogmaktadir. Bu konuda da müstesna sahsiyetlerden biri oldugunu söyleyebiliriz” dedi.
PROF. DR. MUSTAFA KARA’DAN YUNUS’UN YASADIGI YÜZYILA DERVISANE BIR BAKIS
Panelin son konusmacisi ise Prof. Dr. Mustafa Kara oldu. “Dervis Yunus’un Yasadigi Yüzyil” baslikli bir sunum yapan Prof. Dr. Kara, dervislerin sosyal olaylarla ilgili kanaatlerinin bulundugunu belirtti. Kara konusmasini söyle sürdürdü; “Derler ki; olup biten olaylar iki çesittir. Bunlardan birine celali tecelliler denir, digerine cemali tecelliler denir. Bunlardan birisi sikintilari temsil eder, digeri ise huzuru temsil eder. Birinci tespitleri budur. Dervisler bunun ardindan ikinci bir tespit yaparlar ve celal içre cemal vardir derler. Hayatta böyle iki fotograf var. Fakat bunlari birbirinden kopuk seyler olarak görmeyin. Hayata böyle bakmayin. Hayata, büyük sikintilarin yani celali tecellilerin içinde bir cemal oldugunu düsünerek ve o cemali arayarak bakin derler. Bizler de Yunus Emre’nin yasadigi yüzyila bu anlayis ile bakmaliyiz” diye konustu.
Program, Devlet Konservatuvari Türk Müzigi Ana Sanat Dali ögretim üyelerinden Doç. Dr. Erdem Özdemir, Cüneyt Arslan ve Samet Sayla’nin gerçeklestirdigi “Çaglar Asan Bir Ezgi: Yunus Emre Konseri” ile sona erdi.