Uludag Üniversitesi Uluslararasi Iliskiler Toplulugu’nun organize ettigi etkinlik kapsaminda Uludag Üniversitesi Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde ögrencilerle bulusan ünlü tarihçi Prof. Dr. Ilber Ortayli büyük ilgi gördü. Binlerce ögrenci içeri girmek için uzun kuyruklar olustururken, açilan baska bir salonda da program ekrana yansitildi. Iki salon açilmasina ragmen disarda kalan ögrenciler etkinlik sonuna kadar disarda bekledi.
Panelde moderatörlük yapan Uludag Üniversitesi Rektör Yardimcisi Prof. Dr. Mehmet Yüce, “Türk Dünyasinin Aristo’su” olarak niteledigi Ilber Ortayli’ya, Uludag Üniversitesi’ne gelisinde n dolayi tesekkür etti. Yüce, “Her tarafi tarih kokan, Osmanliya baskentlik yapan ve halen Osmanli’dan derin izler tasiyan Bursa sehrinde degerli hocamizi misafir etmekten seref duyuyoruz. Hocamiz insallah 3. Nesil yolunda yürüyecek üniversitemizde tekrar konuk etmekten mutluluk duyacagiz. Hocamizin sahsinda bütün ögretmenlerimizin gününü kutluyorum” dedi.
Tarihin tahribatini görmekle ömrünün geçtigini dile getiren Ortayli, “Türkiye o kadar bilinçlenecek ki hayati sadece zenginlikten degil, yasadigimiz çevre ve korumak zorunda oldugumuz tarihten ibaret oldugunu anlayacagiz. Bu dünyayi yeniden düzenlemek gerekecek. Bunu yapmadigimiz takdirde önce ruhen, sonra da fiziki olarak hastalaniriz” diye konustu.
Resat Nuri Güntekin’in Çalikusu romanindan övgü ile söz eden Ortayli, “Herhalde Çalikusu’nu okumussunuzdur. O kitap sadece Feride ile Kâmuran’in yasadigi sümüklü bir ask hikâyesi degildir, 19. yüzyil Türkiye’sinin bir tarifidir. Türkçesi de çok düzgündür. Atatürk gibi biri okuyorsa bir bildigi, hissettigi bir sey var demektir” seklinde konustu.
Türkiye’nin ögretmen birikiminin 1920’lerin ürünü oldugunu savunan Prof. Dr. Ilber Ortayli, “Buradan gelen ögretmen birikimini Halk Partisi’nin kendi kapattigi Köy Enstitüleri ile degil, 1970’lerde Egitim Enstitülerinin kepaze sekilde kapatilmasi yikilmistir” dedi.
Ortayli, “Bu kapatilma söyle oldu; ‘biz terörü önleyecegiz’ diyerek üç ayda mezun ettiler herkesi. Türk ögretmenligi orada mahvoldu. Bunun tekrardan restore edecekleri yerde egitim fakültelerini kurdular. Bunlarin fonksiyon ve basarilari tartisilir. Kimse kusura bakmasin. Benim olumlu kanaatim yok. Ben ortaokulu hem yabanci bir okulda hem de Atatürk Lisesi’nde okudum. Benim Atatürk Lisesi’nde tanidigim egitim enstitüsü mezunu ögretmenler, Avusturya Lisesi’ndeki ögretmenler arasinda fark yoktu. Çünkü bunlar belli ideolojiyle yetismisler, Kemalizmle yetismislerdi, bunu da söylemeye çekinmeyin. Kimisi dindar, kimisi milliyetçi, kimisi hafiften solcu ama vazifelerine düskün insanlardi” dedi.
Prof. Dr. Ortayli, “Bu Ögretmenler Günü’nde yapilacak en dogru sey egitim tarihimizi göz önüne alarak tekrardan teskilatlanmayi yapmaktir. En önemlisi ögretmenlerin yetistirilmesinde birtakim müesseselerin rehabilitasyonuna gideceksiniz, ögretmenleri yeniden egitime tabi tutacaksiniz ve hayat sartlarini düzelteceksiniz” diye konustu.
Panelin sonunda, Prof. Dr. Ilber Ortayli’ya tesekkür plaketi takdim edildi.


