Eleştiri ve özeleştiri insan ilişkileri içerisinde önemli bir yer tutmaktadır. Toplumdaki diğer bireylerden gelen eleştiriler veya kişinin benliğine yönelttiği eleştiri davranış değişikliklerine yol açarak toplum veya grup içerisinde sürekli bir dinamizm sağlamaktadır. Kültürlerden ve bireysel özelliklerden bağımsız olarak eleştiriye verilen kimi duygusal tepkiler bulunmaktadır. Örneğin öfke, eleştirilme durumunda sıklıkla verilen bir duygusal tepkidir (Tangney vd. 1996). Ayrıca eleştiri ve özeleştiriyi birbirinin bütünüyle zıttı olan kavramlar olarak görmek de yanıltıcı olacaktır. Tangney vd.’nin (1996) çalışmasının gösterdiği üzere hem kendini suçlama hem başkalarını suçlama aynı anda görülebilmektedir. Böyle bir durumda insanlar bir yandan eleştirildikleri için utanç hissederken diğer yandan eleştirene yönelik öfke duyarak onu suçlayabilmektedir.
Eleştiri ve özeleştirinin evrensel olarak uyandırdığı doğal tepkilerden bağımsız olarak çeşitli bireysel ve sosyokültürel etmenler toplum içinde eleştiriye atfedilen anlamları ve eleştirilme durumunda verilen duygusal ve bilişsel tepkileri şekillendirmektedir. Örneğin depresyona yatkınlığı olan bireyler eleştirildiklerinde daha çok içsel ve kalıcı atıflar yaparak kendilerini suçlamaktadır (Bowlby, 1980; akt. Gilbert, 2000).
Gilbert vd. (2000; 2010) ise kişilerin hiyerarşik sosyal yapılanma ve “ast-üst ilişkisi” içerisinde kendilerini hangi konumda algıladıklarının eleştiriye verdikleri tepkileri belirlediğini ileri sürmüştür. Konuya evrimsel bir yaklaşım da getiren bu araştırmacılara göre her ne kadar grup içerisinde baskın olanların diğerlerine güç gösterinde bulunması sık rastlanan bir durum olsa da, grup içi sürekliliğin sağlanmasında önemli bir etken kimi bireylerin boyun eğici bir karaktere sahip olması ve bunu da davranışları ile karşı tarafa yansıtmasıdır. Bu boyun eğici karakteri sergilemenin önemli bir göstergesi, bireylerin eleştiri karşısında daha çok kabullenici ve benliklerini suçlayıcı tutumlara sahip olmalarıdır. Gilbert ve diğerlerinin gerçekleştirdiği çalışmalar da bu beklentileri doğrulamıştır: Sosyal karşılaştırma süreçleri sonucunda kendilerini diğerlerine kıyasla “aşağıda” gören insanlar bir eleştiriye maruz kaldıklarında daha çok kendilerini suçlarken, kendilerini görece “üstün” olarak değerlendiren kişiler ise eleştirildiklerinde içe kapanmak yerine daha çok karşı tarafı suçlayıcı argümanlar üretmektedir.
Bulgular net olsa da belirsizliğini koruyan bir konu, pek çok insanın duygusal olarak bu denli ağır bir yük oluşturan bir davranışı (eleştiri karşısında benliği suçlama) sergileme yönündeki güçlü motivasyonuna hangi etmenlerin yol açtığıdır. Gilbert vd.’nin çalışması açık şekilde eleştiri karşısında başkalarını suçlamanın duygusal dengeyi sağlamada yardımcı olduğunu, eleştiri karşısında benliği suçlamanın ise utancın yanı sıra depresif semptomlarla ilişkili olduğunu göstermektedir. Yani insanların eleştiri karşısında kendilerini suçlamalarının duygusal açıdan bir faydası söz konusu değildir. Bir olasılık olarak, yukarıda da sözü edildiği üzere grubun kalıcılığının sağlanması açısından bazı bireyler (hem hiyerarşide aşağılarda olmalarının hem de birtakım kişisel özelliklerinin etkisiyle) diğer bireylere göre eleştiriye daha fazla “toleranslı” davranıyor olabilir. Böyle bir durumda grubun devamlılığının uzun vadede bireye sağladığı faydaların, duygusal problemlerin göz ardı edilmesine yol açtığını söylemek mümkündür.
Bu bakımdan ilerideki çalışmalarda sosyal statü ile eleştiriye verilen tepkiler arasındaki ilişkide rol oynayabilecek kişisel değişkenlerin de ele alınması faydalı olacaktır. (Örneğin insanları daha derinlikli ve detaylı düşünmeye iten bir özellik olan düşünme ihtiyacı [need for cognition] eleştirinin “haklı yönlerine” de daha fazla odaklanmayı, bunun sonucunda kendini daha fazla suçlamayı beraberinde getiriyor olabilir.)
***
Kaynaklar
Gilbert, P., & Miles, J. N. (2000). Sensitivity to Social Put-Down: it's relationship to perceptions of social rank, shame, social anxiety, depression, anger and self-other blame. Personality and individual differences, 29(4), 757-774.
Gilbert, P., McEwan, K., Irons, C., Bhundia, R., Christie, R., Broomhead, C., & Rockliff, H. (2010). Self‐harm in a mixed clinical population: The roles of self‐criticism, shame, and social rank. British Journal of Clinical Psychology, 49(4), 563-576.
Tangney, J. P. (1996). Conceptual and methodological issues in the assessment of shame and guilt. Behaviour research and therapy, 34(9), 741-754.