Göçmen Kadınlarda Benliği Susturma ve Kültür ilişkisi

Jack (1991) kadınlarda depresyon üzerine yaptığı boylamsal çalışmalar sonucunda benliği susturma (self-silencing) kuramını ortaya koymuştur. Bu kuram psikolojik bir yapı olarak ele aldığı benliği susturma kavramının depresyonla olan ilişkisini incelemektedir. Kurama göre bazı kadınlar mevcut ilişkilerini sürdürmek ya da yeni ilişkiler kurabilmek için, ilişkilerinde kendi duygu ya da düşüncülerini bastırma yoluna gitmektedir. Kendini susturma davranışı kadınların kendi inanç ve isteklerini görmezden gelerek kendi değerlerini düşürmelerine ve bu durumu zamanla içselleştirerek depresyon deneyimlemelerine neden olabilmektedir. Farklı kadın gruplarında yapılan çalışmalar kuramı destekler nitelikte benliği susturma ve depresyon arasında anlamlı ilişkiler ortaya koymaktadır (Ali, Oatley ve Toner,2002; Jack ve Dill, 1992). 


Göç bireylerin psikolojik sağlığı üzerinde etkili olan son derece stresli bir yaşam olayıdır (Berry, Kim, Minde ve Mok, 1987). Göçmenlerle yerli halk karşılaştırıldığında göçmenlerin psikolojik açıdan daha riskli konumda olduğu görülmektedir (Müller ve Koch, 2017). Özellikle göçmen kadınların erkeklere göre daha fazla psikolojik problem yaşadığı bulgusu risk açısından göçmen kadınlara dikkati çekmektedir (Rivera, Guarnaccia, Mulvaney-Day, Lin, Torres ve Alegria, 2008). Dolayısıyla kadınların psikolojik sağlığı ile yakından ilişkili olduğu düşünülen benliği susturma göç bağlamındaki kadınlar için de bir risk faktörü olarak değerlendirilmektedir. Ali ve Toner (2001) Karayipli yerli ve göçmen kadınlarla (Kanada’ya göç etmiş) yürüttükleri çalışmanın sonucunda benliği susturmanın normal kadın örneklemde olduğu gibi göçmen kadınlar için de bir risk faktörü olduğunu bulgulamıştır. Söz konusu araştırmanın sonuçlarına göre göçmen kadınların depresyon ve benliği susturma düzeyleri göçmen olmayan kadınlara göre daha yüksektir. Araştırmacılar bu bulgu ile göçmen olma deneyiminin, depresyon ve benliği susturmayı etkileyebileceği fikrini öne sürmüştür. Araştırmacıların bu fikrine karşıt olarak göç deneyiminin özelliklerinden ziyade kültürel bazı özelliklerin göçmen grup için benliği susturma ve depresyon deneyimlerindeki artışa neden olabileceği önerilmektedir. Benliği susturma kuramına göre (Jack, 1991; Jack ve Ali, 2010), benliği susturma kültüre duyarlı bir yapıdır ve bireyin sosyal bağlamından etkilenmektedir. Birey içinde bulunduğu kültürün beklentilerine bağlı olarak bir takım sosyalleştirme davranışlarının da desteği ile benliği susturma şemasını oluşturmaktadır. Örneğin toplulukçu kültürlerin özelliği olan aile içinde uyumu vurgulayan uyum değeri bir taraftan aile içi ilişkileri koruma altına alırken, diğer taraftan bireyin benliğini susturmasına dair şemaların oluşmasına da zemin hazırlayabileceği vurgulanmaktadır (Jack ve Ali, 2010). Bu açıdan bakıldığında bazı kültürlerde kültürün bir parçası olarak benliği susturma onay görebilir ve “iyi bir kadın” olmanın bir yolu olarak benliği susturma davranışı sergilenebilir (Jack, Pokharel ve Subba, 2010). Dolayısıyla bu kültürel özelliğin onay görmediği bireyci bir kültürde benliği susturma özelliğinin toplulukçu kültürlere göre daha yüksek depresyon düzeyleriyle ilişkili olması beklenebilir. 


Sonuç olarak benliği susturma göç bağlamında ele alındığı zaman depresyonla olan ilişkisi benliği susturma kuramını destekler niteliktedir. Göçmen grupta kendi köken kültüründe kalan gruba göre hem benliği susturma hem de depresyon düzeylerinin daha yüksek çıkması önemli bir bulgudur. Fakat söz konusu bulgunun basitçe göç deneyiminin etkisi olarak adlandırılmasından ziyade, benliği susturmanın kültüre duyarlı yapısı göz önünde tutularak kültürel değişkenlerin (benlik kurguları, değerler, kültürleşme gibi) de içinde bulunduğu daha ayrıntılı yöntemlerle bu kavramın incelenmesi gerektiği düşünülmektedir.

Kaynaklar
Ali, A., Oatley, K. ve Toner, B. B. (2002). Life stress, self-silencing, and domains of meaning in unipolar depression: An investigation of an outpatient sample of women. Journal of Social and Clinical Psychology, 21(6), 669-685.
Ali, A. ve Toner, B. B. (2001). Symptoms of Depression Among Caribbean Women and Caribbean‐Canadian Women. Psychology of Women Quarterly, 25(3), 175-180.
Berry, J. W., Kim, U., Minde, T. ve Mok, D. (1987). Comparative studies of acculturative stress. International Migration Review, 21(3), 491-511.
Jack, D. C. (1991). Silencing the self: Women and depression. Harvard University Press.
Jack, D. C. ve Ali, A. (Ed.). (2010). Silencing the self across cultures: Depression and gender in the social world. Oxford University Press.
Jack, D. C. ve Dill, D. (1992). The Silencing the Self Scale: Schemas of intimacy associated with depression in women. Psychology of Women Quarterly, 16(1), 97-106.
Müller, M. J. ve Koch, E. (2017). Gender differences in stressors related to migration and acculturation in patients with psychiatric disorders and turkish migration background. Journal of immigrant and minority health, 19(3), 623-630.
Jack, D. C., Pokharel, B. ve Subba, U. (2010). ‘I don’t express my feelings to anyone’: How self-silencing relates to gender and depression in Nepal. Jack, D. C., Ali, A. (Ed.), Silencing the self across cultures: Depression and gender in the social world içinde (147–175). New York, NY: Oxford University Press.
Rivera, F. I., Guarnaccia, P. J., Mulvaney-Day, N., Lin, J. Y., Torres, M., & Alegria, M. (2008). Family cohesion and its relationship to psychological distress among Latino groups. Hispanic Journal of Behavioral Sciences, 30(3), 357-378.
Unsplash. (2016).Krisina Flour (@tinaflour) [Resim].https://unsplash.com/photos/BcjdbyKWquw adresinden erişildi.

Anasayfaya Dön

İçerik Ekleme Tarihi : [07-Eki-2019]

İçerik Görüntüleme : [982]